Silikon Vadisi Yöneticilerinin Çocukları Niye Teknoloji Girmeyen Bir Okula Gidiyorlar?

teknoloji waldorf

Çağımız teknoloji çağı ve neredeyse çocuklarımız doğar doğmaz teknolojiyle tanışıyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu durumu anne babalar şöyle yorumluyor: Biz teknolojinin içine doğmadık. Genellikle lise ve üniversite yıllarında ya da iş hayatına yeni atıldığımız dönemlerde teknolojiyle tanıştık. Bu yüzden ufacık çocukların bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi teknolojik cihazları kullanmalarını şaşkınlıkla izliyoruz. Çok zeki çocuklar yetiştiğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden ebeveynler ” kızım daha 2 yaşında ama çok güzel tablet kullanıyor” , “şu küçücük parmaklara bak , nasıl da güzel bilgisayar kullanıyor” gibi sözlerle gururlanma yaşıyoruz.

Çocukların gelişim çağında teknolojiye (bilgisayarlar, cep telefonları, tabletler vs.) uzun saatler maruz kalmasının zararlarıyla (gelişimi ve öğrenmeyi olumsuz etkilemesi, obezite ve saldırganlığa sebep olması, radyasyon emisyonu vs.) ilgili çok sayıda araştırma yayınlandı. Fakat, buna rağmen çocuğunu teknolojiden uzak tutmak için çaba gösteren çok az sayıda ebeveyn var. Tam tersine çocuğuna üçüncü yaş gününde tablet almayı düşünen ebeveynler var.

Sonuç olarak, teknolojiyle çok geç yaşta tanıştığımızdan ve kendimizi pek zeki bulmadığımızdan olsa gerek, küçük bir çocuğun harika bir internet kullanıcısı olmasını yüksek zeka göstergesi olarak algılamaya devam ediyoruz.

Okulda hiç teknoloji kullanılmıyor

New York Times’ta yayınlanan ve önemli tartışmalara sebep olan bir makale, zeka ve teknoloji kullanımı arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Dünyada ve ülkemizde pek çok ilkokul, sınıflarını bilgisayarlarla donatma konusunda acele edip bu konuda birbiriyle yarış halindeyken, teknolojinin ana vatanı Silikon Vadisi’nin göbeğinde E-Bay, Google, Apple, Yahoo ve Hewlett-Packard gibi teknoloji devlerinin çocuklarını göndermeyi tercih ettikleri bir okul, kendini teknolojiden tamamen arındırmayı seçiyor. Bu okul, Waldorf School of the Peninsula.

Bu okulda hiç teknoloji yok. Bilgisayar ekranı ya da akıllı tahtalar yerine eski karatahtalar, tebeşirler, kağıt ve kalem var. Öğrenmenin diğer temel malzemeleri ise örgü ve dikiş iğneleri ve bazen de çamur. Bunun dışında bolca oyun odaklı öğrenme ve hikaye anlatma var.

El becerisi zekaya dönüşüyor

Google’ın bir üst düzey iletişim bölümü çalışanı olan Alan Eagle, New York Times’a yaptığı açıklamada “App uygulamasının ya da iPad’in çocuğuma okumayı ya da matematiği daha iyi öğreteceği fikri çok komik” diyor. 5.sınıfa giden kızı henüz Google kullanmayı bilmiyor. Bunun yerine kızı, sınıfındaki diğer çocuklar gibi dikiş becerilerini güçlendirmeye çalışıyor.

Hedefleri bir gün kendi çoraplarını dikebilmek. Waldorf eğitim sistemine göre problem çözme ve matematik becerisi, örgü örmek, makas ya da bıçak kullanmak gibi ufak el becerileriyle gelişiyor. El becerileri ve atlama, zıplama, tırmanma gibi hareket becerileri, 7 yaşından sonra zekaya dönüşüyor.

Teknoloji becerisini fazlasıyla büyüten günümüz ebeveynlerinin aksine Alan Eagle’a göre teknolojiyi kullanmayı öğrenmek, dişleri fırçalamayı öğrenmek kadar kolay. “Google’da ve diğer her yerde, teknolojiyi, zekası en düşük insanın bile rahatlıkla kullanabileceği kadar basit hale getiriyoruz. Çocuklarımız büyüdüğünde teknolojiyi kullanmayı becerememeleri gibi bir şey söz konusu bile olamaz” diye özetliyor anne babaların yere göğe koyamadıkları teknoloji becerisini Eagle.

Waldorf sistemi neredeyse 100 yıllık bir eğitim sistemi ancak bilgisayar konusunda tartışma yaratmaya daha yeni başladı. İyi ki de başladı. Çok daha karmaşık hareketler yapabilen çocuğunuzun fare kullanmak kadar basit bir hareketiyle gurur duymayı bir kenara koyup, onu dikiş dikmek, makas kullanmak gibi pek önemsemediğiniz, oysa çok daha fazla zeka gerektiren el becerileri konusunda yüreklendirmenin zamanı geldi de geçti bile.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.